Galatasaray beşiktaş macında sizce kim kazanır? Bence büyük bir üstünlükle galatasaray kazanacak diyorum. Şampiyonluk macıda denizli-beşiktaş arasında gececek böyle giderse.
Beşiktaş Galatasaray macı izle
15 Mayıs 2009 Cuma
8 Mayıs 2009 Cuma
Büyükanıt 27 Nisan muhtırasını yorumladı
Kanal D’de Mehmet Ali Birand’ın 32. Gün programına konuk olan eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, "27 Nisan bildirisi bir muhtıra değildir. Cumhurbaşkanı seçimiyle alakası yoktur. Laiklik konusunda Türk silahlı kuvvetlerinin endişesi doruğa çıktığı için yapılmış bir bildiridir" diye konuştu.
ESKİ Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde telefonunun dinlendiğinden şüphe etmediğini söyledi. Büyükanıt, "Ergenekon’dan gözaltına alınan emekli komutanları neden korumadınız" eleştirilerine, "İki tane tankla engelleyemezdim" yanıtını verdi.
Kanal D’de yayınlanan 32. Gün programına katılan Büyükanıt pek çok konuda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Büyükanıt şunları söyledi:
27 Nisan muhtıra değil
Şemdinli olayları sırasında Emniyet İstihbarat Daire Başkanı (Sabri Uzun) Meclis’te hakkımda uydurma beyanatlar verdi. İlgili makamlara ilettim ve o adam hemen görevden alındı. Ali Kaya, Çekiç Harekatı’nda yanımdaydı. ’Tanırım iyi çocuktur’ dedim. Beni idam etmeye kalktılar.
27 Nisan bildirisi muhtıra değil. Bunu oturup bizzat kendim yazdım. Bu açıklamadan sonra Ankara’da değildim. İstanbul’dan Başbakan’la konuştum. Neden sebep olduğunu sordu, medeni bir şekilde konuştuk.
(Devlet hasta sözleri üzerine) Hastadan daha iyi, en azından sorunlu desek, evet sorunlu yani kurumlar arası daha iyi bir iletişim sağlanabilir.
Dinleyen kaynağı bilmiyorum
TSK’nin başındayken telefonumun dinlendiğinden hiç şüphe etmedim. Ancak dinleyen kaynağı bilmiyorum, bilmediğim şeyi söylemiyorum. Emin olduğum şeyi söylüyorum. Çünkü telefonu ölçebilirsiniz. Telefonun voltajında düşüklük varsa o telefon dinleniyordur. Teknoloji o kadar gelişti ki, dışarıdan gidip dinleme cihazı falan da satın alabilirsiniz. Yani şu anda dinliyorlar diye değil de, böyle bir tespit yapıldı. Dinlendiğim zamanlar bana iletildi.
Tank götüremezdim
(Ergenekon davası) Özellikle ’Emekli orgeneraller gidip lojmanlarından alınıyor, niye Genelkurmay Başkanı buna mani olmuyor?’ diye bana çok söylendi. Silah arkadaşını korumuyor. Bakın TCK’da ek olarak çıkartılmış bir yönetmelik var, bu adli ve önleme aramaları... Askeri mahallerde yapılacak arama cumhuriyet savcısının talep ve katılımı ile askeri makamlar tarafından yerine getirilir. Bir inisiyatif vermiş mi askere, hayır. Kanun bu, yani durum böyle iken niye korumadın? Yani şunu diyebilir mi bir Genelkurmay Başkanı ya da yüksek rütbeli bir subay, ’Ben kardeşim kanun manun anlamam, giremezsin içeri... İki tane de tank götürür, e nasıl hukuk devleti.
Araştırdım, birşey bulamadım
(Özden Örnek’e ait olduğu ileri sürülen günlükler) Mümkün değil araştırmamak. Hiçbir şey bulamadım. Bir karara varmak için belge lazım. Otururum adınıza günlük yazarım. Yargıya varmak zor. Beni ilgilendiren çok bölüm var. Beni zehirliyorlar, bilmem ne yapıyorlar.
ESKİ Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde telefonunun dinlendiğinden şüphe etmediğini söyledi. Büyükanıt, "Ergenekon’dan gözaltına alınan emekli komutanları neden korumadınız" eleştirilerine, "İki tane tankla engelleyemezdim" yanıtını verdi.
Kanal D’de yayınlanan 32. Gün programına katılan Büyükanıt pek çok konuda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Büyükanıt şunları söyledi:
27 Nisan muhtıra değil
Şemdinli olayları sırasında Emniyet İstihbarat Daire Başkanı (Sabri Uzun) Meclis’te hakkımda uydurma beyanatlar verdi. İlgili makamlara ilettim ve o adam hemen görevden alındı. Ali Kaya, Çekiç Harekatı’nda yanımdaydı. ’Tanırım iyi çocuktur’ dedim. Beni idam etmeye kalktılar.
27 Nisan bildirisi muhtıra değil. Bunu oturup bizzat kendim yazdım. Bu açıklamadan sonra Ankara’da değildim. İstanbul’dan Başbakan’la konuştum. Neden sebep olduğunu sordu, medeni bir şekilde konuştuk.
(Devlet hasta sözleri üzerine) Hastadan daha iyi, en azından sorunlu desek, evet sorunlu yani kurumlar arası daha iyi bir iletişim sağlanabilir.
Dinleyen kaynağı bilmiyorum
TSK’nin başındayken telefonumun dinlendiğinden hiç şüphe etmedim. Ancak dinleyen kaynağı bilmiyorum, bilmediğim şeyi söylemiyorum. Emin olduğum şeyi söylüyorum. Çünkü telefonu ölçebilirsiniz. Telefonun voltajında düşüklük varsa o telefon dinleniyordur. Teknoloji o kadar gelişti ki, dışarıdan gidip dinleme cihazı falan da satın alabilirsiniz. Yani şu anda dinliyorlar diye değil de, böyle bir tespit yapıldı. Dinlendiğim zamanlar bana iletildi.
Tank götüremezdim
(Ergenekon davası) Özellikle ’Emekli orgeneraller gidip lojmanlarından alınıyor, niye Genelkurmay Başkanı buna mani olmuyor?’ diye bana çok söylendi. Silah arkadaşını korumuyor. Bakın TCK’da ek olarak çıkartılmış bir yönetmelik var, bu adli ve önleme aramaları... Askeri mahallerde yapılacak arama cumhuriyet savcısının talep ve katılımı ile askeri makamlar tarafından yerine getirilir. Bir inisiyatif vermiş mi askere, hayır. Kanun bu, yani durum böyle iken niye korumadın? Yani şunu diyebilir mi bir Genelkurmay Başkanı ya da yüksek rütbeli bir subay, ’Ben kardeşim kanun manun anlamam, giremezsin içeri... İki tane de tank götürür, e nasıl hukuk devleti.
Araştırdım, birşey bulamadım
(Özden Örnek’e ait olduğu ileri sürülen günlükler) Mümkün değil araştırmamak. Hiçbir şey bulamadım. Bir karara varmak için belge lazım. Otururum adınıza günlük yazarım. Yargıya varmak zor. Beni ilgilendiren çok bölüm var. Beni zehirliyorlar, bilmem ne yapıyorlar.
ABD-Rusya-Fransa: Mutabakat tamam
İşgal altındaki Dağlık Karabağ’ı konuşmak için ABD’nin Prag elçiliğinde bir araya gelen Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan’la ilgili açıklamayı, ABD, Rusya ve Fransa ortaklaşa yaptı: "Görüşme yapıcı ve yararlı oldu. Sorunların çözüm yöntemleri konusunda mutabakat sağlandı."
AZERBAYCAN Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, ABD’nin Prag Büyükelçiliği’nde üç saate yakın bir süre görüştüler. Basın önünde el sıkışmadan görüşmeye giren iki liderin, sorunun çözüm yöntemleri üzerinde mutabakat sağlandığı açıklandı. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) bünyesinde, Yukarı Karabağ sorununun çözümü amacıyla kurulan Minsk Grubu’nun eşbaşkanları ABD temsilcisi Matthew Bryza, Fransa temsilcisi Bernard Fassier ve Rusya temsilcisi Yuri Merzlyakov basına yaptıkları ortak açıklamada, "iki cumhurbaşkanı arasındaki görüşmenin yapıcı ve yararlı olduğunu" bildirdiler. Görüşmeye ev sahipliği yapan ABD temsilcisi Büyükelçi Matthew Bryza, "İki ülke arasındaki sorunların çözüm yöntemleri konusunda mutabakat sağlandığını" söyledi. Büyükelçi Bryza, ısrarlı sorular üzerine, "görüşmede belirlenen çözüm yöntemlerinin neler olduğunu açıklamayamayacağını" söyledi.
İkisi ayrı süreç
Bryza, görüşmede belirlenen çözüm yöntemlerini detaylandırmak üzere Minsk gurubu eş başkanları olarak birkaç hafta içinde Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlarıyla bir araya geleceklerini belirtti. Fransa temsilcisi büyükelçi Bernard Fassier de Minsk Grubu eşbaşkanları olarak Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlarıyla Haziran ayı başında biraraya gelebileceklerini kaydetti.
Öte yandan bir soru üzerine Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin "ayrı bir süreç olduğunu ve kendi sahasında devam ettiğini" ifade eden ABD temsilcisi Bryza, "Türkiye-Ermenistan ilişkilerini, Ermenistan-Azerbaycan ilişkileriyle karıştıramayız. İki ayrı süreç kendi sahalarında devam ediyor. Birinin ilerlemesi diğerine yardımcı olabilir tabii ama, bu iki süreci ayrı değerlendirmeliyiz" dedi.
Bryza: Bu ilk
Büyükelçi Bryza, Azerbaycan ile Ermenistan cumhurbaşkanları arasında ilk defa bir görüşme yapılmadığını anımsatarak, "İki cumhurbaşkanının daha önce de görüştüklerini, ancak bugünkü çerçevede ilk kez biraraya geldiklerini" söyledi. ABD’nin Prag Büyükelçiliğindeki görüşmenin ardından Azerbaycan ve Ermenistan Cumhurbaşkanları İlham Aliyev ile Serj Sarkisyan, AB dönem başkanlığı çerçevesinde yapılan AB-Doğu Ortaklığı zirvesine katıldı.
Birbirlerine el vermediler
AZERBAYCAN Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, ABD’nin Prag Büyükelçiliği’nde görüştü. Görüşmenin başında kısa süre görüntü almak üzere içeri alınan gazetecilerin ısrarlı çağrılarına rağmen Aliyev ve Sarkisyan el sıkışmadılar. Görüşme masasında soğukluk izlenirken, gazeteciler iki dakika içinde salondan çıkarıldılar. Bakü’de yayınlanan Yeni Musavat Gazetesi’nin internet sitesi, görüşmeyle ilgili, "Aliyev ve Sarkisyan birbirlerine el vermediler. Çekiya payitahtında ABD sefirliği binasında görüştüler. Görüşün yerinin ABD sefirliği seçilmesi tesadüfi değildir. Görüşmeler Washington ve Brüksel’in vesayeti altında gerçekleşmektedir."
AZERBAYCAN Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, ABD’nin Prag Büyükelçiliği’nde üç saate yakın bir süre görüştüler. Basın önünde el sıkışmadan görüşmeye giren iki liderin, sorunun çözüm yöntemleri üzerinde mutabakat sağlandığı açıklandı. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) bünyesinde, Yukarı Karabağ sorununun çözümü amacıyla kurulan Minsk Grubu’nun eşbaşkanları ABD temsilcisi Matthew Bryza, Fransa temsilcisi Bernard Fassier ve Rusya temsilcisi Yuri Merzlyakov basına yaptıkları ortak açıklamada, "iki cumhurbaşkanı arasındaki görüşmenin yapıcı ve yararlı olduğunu" bildirdiler. Görüşmeye ev sahipliği yapan ABD temsilcisi Büyükelçi Matthew Bryza, "İki ülke arasındaki sorunların çözüm yöntemleri konusunda mutabakat sağlandığını" söyledi. Büyükelçi Bryza, ısrarlı sorular üzerine, "görüşmede belirlenen çözüm yöntemlerinin neler olduğunu açıklamayamayacağını" söyledi.
İkisi ayrı süreç
Bryza, görüşmede belirlenen çözüm yöntemlerini detaylandırmak üzere Minsk gurubu eş başkanları olarak birkaç hafta içinde Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlarıyla bir araya geleceklerini belirtti. Fransa temsilcisi büyükelçi Bernard Fassier de Minsk Grubu eşbaşkanları olarak Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlarıyla Haziran ayı başında biraraya gelebileceklerini kaydetti.
Öte yandan bir soru üzerine Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin "ayrı bir süreç olduğunu ve kendi sahasında devam ettiğini" ifade eden ABD temsilcisi Bryza, "Türkiye-Ermenistan ilişkilerini, Ermenistan-Azerbaycan ilişkileriyle karıştıramayız. İki ayrı süreç kendi sahalarında devam ediyor. Birinin ilerlemesi diğerine yardımcı olabilir tabii ama, bu iki süreci ayrı değerlendirmeliyiz" dedi.
Bryza: Bu ilk
Büyükelçi Bryza, Azerbaycan ile Ermenistan cumhurbaşkanları arasında ilk defa bir görüşme yapılmadığını anımsatarak, "İki cumhurbaşkanının daha önce de görüştüklerini, ancak bugünkü çerçevede ilk kez biraraya geldiklerini" söyledi. ABD’nin Prag Büyükelçiliğindeki görüşmenin ardından Azerbaycan ve Ermenistan Cumhurbaşkanları İlham Aliyev ile Serj Sarkisyan, AB dönem başkanlığı çerçevesinde yapılan AB-Doğu Ortaklığı zirvesine katıldı.
Birbirlerine el vermediler
AZERBAYCAN Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, ABD’nin Prag Büyükelçiliği’nde görüştü. Görüşmenin başında kısa süre görüntü almak üzere içeri alınan gazetecilerin ısrarlı çağrılarına rağmen Aliyev ve Sarkisyan el sıkışmadılar. Görüşme masasında soğukluk izlenirken, gazeteciler iki dakika içinde salondan çıkarıldılar. Bakü’de yayınlanan Yeni Musavat Gazetesi’nin internet sitesi, görüşmeyle ilgili, "Aliyev ve Sarkisyan birbirlerine el vermediler. Çekiya payitahtında ABD sefirliği binasında görüştüler. Görüşün yerinin ABD sefirliği seçilmesi tesadüfi değildir. Görüşmeler Washington ve Brüksel’in vesayeti altında gerçekleşmektedir."
Civata kralı, işçilerin kredi kartı borçlarını ödeyebilmesi için tazminatlarını verdi
Küresel kriz nedeniyle birçok fabrikanın bacası tütmez, binlerce kişi işsiz kalırken; çalışanlar da borçlarını ödeyebilmek için çıkış yolunu işten ayrılarak, alacakları tazminata bağlıyor.
Günümüzde en büyük sorunlardan biri haline gelen kredi kartı borçları nedeniyle kimi zaman intiharlar bile yaşanırken, İzmir’de ’civata kralı’ olarak tanınan Norm Cıvata’nın sahibi Nedim Uysal, evlatları gibi gördüğü işçilerin mağdur olmasının önüne geçti. Uysal, 20’nin üzerinde işçinin kredi kartı borçlarını, işe girdi-çıktı yaparak, verdikleri kıdem tazminatı ile ödemelerine imkan sağladı. Uysal, bazı işçilerin kredi kartlarına da el koydu ve iptal ettirdi.
İşçinin morali önemli
İşçilerinin mali durumlarını takip ettiklerini belirten Nedim Uysal şöyle konuştu: "Moral iyi değilse, verim de düşük olur. Sürekli ödeme tebliğleri geliyor. Biz de bu çocukları kurtarmaya çalışıyoruz. Evlerine haciz gelirse ne heyecan duyarlar ki çalışmaktan. Kredi kartlarını aldıklarım da var. Onlar da haklılar. Bir markete gittikleri zaman çocukların canları birşey istediğinde alsa bir türlü, almasa bir türlü. İşçilerim bana ’baba’ derler. Onlar da bizim için evlat gibidir. Çocuklarının sünnetlerini de yaptırırım. Biz büyük bir aileyiz. Kriz nedeniyle iki aydır haftanın 4 günü çalışabildik. Daha yeni tam hafta çalışmaya geçtik. Avrupa ülkelerine satışta fiyat indirdik. Kárımızdan fedakárlık yapmaya başladık. Faydasını da gördük."
6 fabrikası var
1973 yılında bir set makine ile civata üretimine başlayan Norm Civata’nın bugün İASOB’de 5’i üretimde bulunan toplam 6 fabrikası bulunuyor. Norm Civata, bu fabrikalarda toplam 560 kişiye iş imkanı yaratıyor.
36 ülkeye civata satıyor
BAŞARI merdivenlerini birer birer tırmanan ve mütevaziliği ile dikkat çeken sanayici Nedim Uysal, İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde (İASOB) faaliyet gösteren fabrikasından 36 ülkeye ihracat yapıyor. Civata kralı olarak da bilinen Nedim Uysal’ın yaşamı da sanayide geçmiş.
Salihli’de 8 çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olarak 1936’da doğan Nedim Uysal, askere gidene kadar babasının manifaturacı dükkanını işletmiş. Daha sonra farklı alanlarda ticaret yapmış. 1966’da bir kiremit tuğla fabrikası kiralamış ve 30 yaşındayken sağ elinin iki parmağını makineye kaptırmış. Uysal, yanlış tedavi nedeniyle sağ elini tamamen kaybetmiş. Uysal, " Bu kaza beni hayata küstürmedi. Daha fazla hırs verdi. Ama şu anda fabrikalarımda işçi güvenliği konusunda çok hassasım. Ne tedbir gerekiyorsa alıyorum" diyor.
Günümüzde en büyük sorunlardan biri haline gelen kredi kartı borçları nedeniyle kimi zaman intiharlar bile yaşanırken, İzmir’de ’civata kralı’ olarak tanınan Norm Cıvata’nın sahibi Nedim Uysal, evlatları gibi gördüğü işçilerin mağdur olmasının önüne geçti. Uysal, 20’nin üzerinde işçinin kredi kartı borçlarını, işe girdi-çıktı yaparak, verdikleri kıdem tazminatı ile ödemelerine imkan sağladı. Uysal, bazı işçilerin kredi kartlarına da el koydu ve iptal ettirdi.
İşçinin morali önemli
İşçilerinin mali durumlarını takip ettiklerini belirten Nedim Uysal şöyle konuştu: "Moral iyi değilse, verim de düşük olur. Sürekli ödeme tebliğleri geliyor. Biz de bu çocukları kurtarmaya çalışıyoruz. Evlerine haciz gelirse ne heyecan duyarlar ki çalışmaktan. Kredi kartlarını aldıklarım da var. Onlar da haklılar. Bir markete gittikleri zaman çocukların canları birşey istediğinde alsa bir türlü, almasa bir türlü. İşçilerim bana ’baba’ derler. Onlar da bizim için evlat gibidir. Çocuklarının sünnetlerini de yaptırırım. Biz büyük bir aileyiz. Kriz nedeniyle iki aydır haftanın 4 günü çalışabildik. Daha yeni tam hafta çalışmaya geçtik. Avrupa ülkelerine satışta fiyat indirdik. Kárımızdan fedakárlık yapmaya başladık. Faydasını da gördük."
6 fabrikası var
1973 yılında bir set makine ile civata üretimine başlayan Norm Civata’nın bugün İASOB’de 5’i üretimde bulunan toplam 6 fabrikası bulunuyor. Norm Civata, bu fabrikalarda toplam 560 kişiye iş imkanı yaratıyor.
36 ülkeye civata satıyor
BAŞARI merdivenlerini birer birer tırmanan ve mütevaziliği ile dikkat çeken sanayici Nedim Uysal, İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde (İASOB) faaliyet gösteren fabrikasından 36 ülkeye ihracat yapıyor. Civata kralı olarak da bilinen Nedim Uysal’ın yaşamı da sanayide geçmiş.
Salihli’de 8 çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olarak 1936’da doğan Nedim Uysal, askere gidene kadar babasının manifaturacı dükkanını işletmiş. Daha sonra farklı alanlarda ticaret yapmış. 1966’da bir kiremit tuğla fabrikası kiralamış ve 30 yaşındayken sağ elinin iki parmağını makineye kaptırmış. Uysal, yanlış tedavi nedeniyle sağ elini tamamen kaybetmiş. Uysal, " Bu kaza beni hayata küstürmedi. Daha fazla hırs verdi. Ama şu anda fabrikalarımda işçi güvenliği konusunda çok hassasım. Ne tedbir gerekiyorsa alıyorum" diyor.
show gril
Başbakan Silvio Berlusconi, Avrupa Parlamentosu’na aday gösterdiği ve kendisini boşanmanın eşiğine getiren üç genç kadın Lara Comi, Licia Ronzulli ve Barbara Matera’yı, başbakanlık konutu Villa Miani’de kurmaylarına ve kendisine yakın iş adamlarına tanıttı.
"Seçim kampanyalarına birlikte gideceğiz" diyen Berlusconi, şöyle devam etti: "Gördünüz mü? Kaç fakülte bitirmişler, kaç master yapmışlar, kaç dil biliyorlar, profesyonel yaşamları önemli, özel yaşamları kendilerini ilgilendirir. Bakın biri evli, diğer ikisi nişanlı. Bunlar showgirl değil. İtalya’nın geleceğini yönlendirecek ve AP’de ülkemizi temsil edecek büyük yöneticiler. Licia Ronzulli, ekibinde 50 doktorla birlikte çalışıyor. Ona iyi bakın. Bu isimleri sık sık duyacaksınız."
"Seçim kampanyalarına birlikte gideceğiz" diyen Berlusconi, şöyle devam etti: "Gördünüz mü? Kaç fakülte bitirmişler, kaç master yapmışlar, kaç dil biliyorlar, profesyonel yaşamları önemli, özel yaşamları kendilerini ilgilendirir. Bakın biri evli, diğer ikisi nişanlı. Bunlar showgirl değil. İtalya’nın geleceğini yönlendirecek ve AP’de ülkemizi temsil edecek büyük yöneticiler. Licia Ronzulli, ekibinde 50 doktorla birlikte çalışıyor. Ona iyi bakın. Bu isimleri sık sık duyacaksınız."
Et yiyen bakteriler İngiliz turisti 12 saatte öldürdü
Eşiyle birlikte aşk gemisine atlayıp Akdeniz turuna çıkan İngiliz turistin sonu feci oldu.
Eşiyle birlikte tatile çıkan İngiliz Raymond Evens (58), İtalya tatilinden sonra bir de Akdeniz turu için aşk gemisine atlayıp romantik birkaç gün geçirmek istedi.
İngiliz çift, aşk gemisinde geçirdikleri ilk 2 günün sonunda, olacaklardan habersiz, tatilin keyfini çıkarmak için yeni yeni planlar yapmaya başladılar. Ancak o gece Raymond Evens'a tuhaf bir şeyler oldu.
Önce, sol bacağının dizaltında müthiş bir ağrı hissetti ve yürüyemeyeceğini anladı. Hemen geminin doktoruna göründü. Doktor muayene ettikten sonra, Raymond Evens'a bir antibyotik iğne yaptı, 5 gün daha bu iğnelere devam etmesini, sorunun eklem iltihabından kaynaklandığını söyledi.
Ancak Raymond Evens, sabah yatağından hiç kalkamadı. Bacağını hiç kıpırdatamadığı için tekerlekli sandalyeyle gemi revirine götürüldü.
Dizkapağının altında garip bir siyahlaşma başladığını farkeden eşi Mary iyice telaşlandı. Gemi doktoru, onlara ilk fırsatta tatili yarıda kesip hastaneye yatmasını tavsiye etti. Ancak korkunç gerçek, geminin aynı günün öğle saatlerinde, Mısır'ın İskenderiye kentinin limanına demerlemesinden sonra ortaya çıktı. İskenderiye'deki Alman Hastanesi'ne kaldırılan Raymond Evens'ın bütün bedeninde siyahlaşmalar ortaya çıkmıştı ve doktorlar teşhisi koymakta zorlanmadı.
Raymond Evens'a, hala anlaşılamayan bir şekilde et yiyen bakteriler bulaşmış ve bedenini yok ediyorlardı. Tüm müdahalelere rağmen Raymond Evens hastaneye yattıktan 12 saat sonra hayata veda etti.
Uzmanlar, ilk belirtiler ortaya çıktıktan 48 saat sonra hastaneye yatan, hastaneye yattıktan 12 saat sonra da hayatını kaybeden Raymond Evens'a et yiyen bakterilarin muhtemelen gemide bulaştığını, çünkü bu bakterilerin bulaşmasından sadece 12 saat kadar sonra ilk belirtyilerini göstermeye başladığını belirtiyorlar. Bu nedenle gemide de sıkı bir inceleme başlatıldı.
Eşiyle birlikte tatile çıkan İngiliz Raymond Evens (58), İtalya tatilinden sonra bir de Akdeniz turu için aşk gemisine atlayıp romantik birkaç gün geçirmek istedi.
İngiliz çift, aşk gemisinde geçirdikleri ilk 2 günün sonunda, olacaklardan habersiz, tatilin keyfini çıkarmak için yeni yeni planlar yapmaya başladılar. Ancak o gece Raymond Evens'a tuhaf bir şeyler oldu.
Önce, sol bacağının dizaltında müthiş bir ağrı hissetti ve yürüyemeyeceğini anladı. Hemen geminin doktoruna göründü. Doktor muayene ettikten sonra, Raymond Evens'a bir antibyotik iğne yaptı, 5 gün daha bu iğnelere devam etmesini, sorunun eklem iltihabından kaynaklandığını söyledi.
Ancak Raymond Evens, sabah yatağından hiç kalkamadı. Bacağını hiç kıpırdatamadığı için tekerlekli sandalyeyle gemi revirine götürüldü.
Dizkapağının altında garip bir siyahlaşma başladığını farkeden eşi Mary iyice telaşlandı. Gemi doktoru, onlara ilk fırsatta tatili yarıda kesip hastaneye yatmasını tavsiye etti. Ancak korkunç gerçek, geminin aynı günün öğle saatlerinde, Mısır'ın İskenderiye kentinin limanına demerlemesinden sonra ortaya çıktı. İskenderiye'deki Alman Hastanesi'ne kaldırılan Raymond Evens'ın bütün bedeninde siyahlaşmalar ortaya çıkmıştı ve doktorlar teşhisi koymakta zorlanmadı.
Raymond Evens'a, hala anlaşılamayan bir şekilde et yiyen bakteriler bulaşmış ve bedenini yok ediyorlardı. Tüm müdahalelere rağmen Raymond Evens hastaneye yattıktan 12 saat sonra hayata veda etti.
Uzmanlar, ilk belirtiler ortaya çıktıktan 48 saat sonra hastaneye yatan, hastaneye yattıktan 12 saat sonra da hayatını kaybeden Raymond Evens'a et yiyen bakterilarin muhtemelen gemide bulaştığını, çünkü bu bakterilerin bulaşmasından sadece 12 saat kadar sonra ilk belirtyilerini göstermeye başladığını belirtiyorlar. Bu nedenle gemide de sıkı bir inceleme başlatıldı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
